Avrupa mantığı, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa bütünleşmesini doğuran ve geliştiren düşünce biçimidir. Bu zihniyet, savaş sonrası dönemin özgün koşullarında ortaya çıkmış ve günümüz Avrupası’na şekil vermiştir. Şüphesiz Avrupa’da bu mantığı paylaşmayan ve karşı olanlar da vardır. Dolayısıyla bu düşüncenin tüm Avrupalıları ve tüm dönemleri kapsadığı söylenemez. Hatta Avrupa mantığı, yine Avrupa ürünü olan ırkçı, faşist ve sömürgeci fikirlerden bir kopuştur ve onları unutma yöntemidir. Unutmak ve yeni bir şeyler inşa edebilmek için yeni hedefler koyma ve yeni meşgaleler bulma arayışıdır. Bu mantık anlaşılmaksızın, tarih boyunca birbirine karşı acımasızca savaşmış olan Almanya ve Fransa’nın aynı çatı altında bir araya gelmeleri bize anlamsız gelebilir. Radikal değişimlere işaret eden önemli gelişmeler, anlamsız çelişkiler gibi görünebilir. Yine daha 20 yıl önce bağımsızlık ve egemenlik uğruna kan döken, soykırım ve katliamlar yapan eski Yugoslav Cumhuriyetlerinin, uğruna bu kadar günaha girdikleri egemenlik ve bağımsızlıklarını nasıl ve neden AB’ye devretmeye çalıştıklarını da anlayamayız. Bu kitap, Avrupa bütünleşmesinin dinamiklerini ve onu doğuran mantığı gün ışığına çıkarmaktadır.