Her şeyle bir, her şeyle bütündü insan. Dışarıdan baktığında tek gibi görünen ruh, içine daldığında koca bir deryaydı, nar gibi...
Yaşamın her bir parçası bütünün oluşumuydu özünde. Ne hepsi birbirinden ayrı ne de hepsi aynıydı. Tüm farklılıklar, birer lezzetti yaşama dair.
An`lar, deneyimler ve tüm bunların sonuçlarıyla yol alıyorduk her birimiz. Bu yolculukta anlam arıyorduk. Anlamlarla var olma hissini yaşamak istiyorduk aslında.
Ol`mak için yanmak gerekliydi, pişmek gerekliydi. Ataş olmak gerekliydi. Her bir soru, her bir sorgu bize bizi anlatmak içindi. İçimizdeki dünyaya yeniden bakmak içindi.
Bakmalıydık... Bir`ligi bütün`lüğü kendimizle yaşamalıydık. Dışarısı yoktu. İçimizdeki taneleri bir bir soymalıydık... Ta ki ataş olana kadar...