“Türk’ü anlamak için malûm olan birçok vasıtaların birincilerinden sayılan tarihten, hattâ Türk’ün kendisinden, lisanından ve şiirlerinden, âdetlerinden ve eserlerinden ziyade bence “Atalar sözü” hepsine tercih olunur… Atalar sözü; zaman zaman kullanımdan kalkmış olan kelimeler ve tabirler değişse bile mânâ ve mazmunu cihetinden tahrif kabul etmeyen mübarek naslardır. Çünkü hepsi ağızdan ağıza yayılarak asırlardan beri atalarımızdan bizlere naklolunmuşlardır...
Şu istinsah, şerh ve izah eylediğim Atalar Sözü kitabı, Fatih Kütüphanesi’nde tıptan, Türkçe ve eskiden yazılmış, Mevlana Şemsettin namındaki tıp âliminin yazdığı Teshil kitabının sonuna kadim sülüs hattı ile ve eski imlâ ile harekeli olarak yazılmıştır… Zannıma göre bizde en eski yazılan Atalar Sözü kitabıdır. Onun için bu kitap, hadis ilminin Buharî’si gibi pek kıymetlidir ve en doğrudur. Telif tarihi hicrî 885/1480-81 senesi, istinsah tarihi de tahminen yine o asır içindedir. Bu kitap Dede Korkut kitabından da eskidir… Teshil kitabı Osmanlının başlangıç zamanlarında telif edilmiştir…
Atalar sözünü, Türk’ü anlamak için en yüksek ve en doğru, her veçhile en birinci sermaye saydığımın sebebi bir kere bu kabil sözler Türk’ün kabulüne mazhar olup benimsemiş ve her münasebet düştükçe ayet irat eder gibi söyleyerek “artık buna da diyeceğiniz yok a, işte atalarımız böyle buyurmuşlardır” diyor. Türk kendi sözüne de bu kuvveti, bu katiyeti verir. Bir meselenin katisini, artık dönülmez şeklini diyecek olursa “Efendim bu işin Türkçesi budur” dedi mi, artık o dönülmez hakikattir.
İkincisi: Bu sözler öyle alelâde laflar değildir. Asırlarca tecrübe mahsulüdür. Şüphesizdir ki birçok ağızlardan bu kabil sözler sudur etmiştir de büyük çoğunluğun kabulüne mazhar olmayarak dökülmüş kalmış ve en nihayet süzüle süzüle o manada bir veya birkaç tanesi dillerde destan olabilmiştir… Bu kitapta bunun misali de görülecektir.”