Chateaubriand, Fransız edebiyatının en önemli eserlerinden biri olan Atala/Rene’de modern ile yaban arasında sıkışan, ruhlarını aşk, sürgün, yalnızlık ve Tanrı’yla besleyen insanları anlatıyor. Vahşi doğanın kalbine sığınmış âşıkların hayatta kalma mücadelesinin anlatıldığı eser başucu kitabı olmaya aday. Yayımlandığı dönemden beri resim, heykel, opera gibi sanatları besleyen bir başyapıt olarak görülen Atala/Rene bilinen tüm aşk hikâyelerinden farklı ve etkileyici.
Atala’nın aşk ve din arasında gidip gelmesi, sevgisinin çokluğu ve davranışlarındaki dürüstlüğü, karakterindeki korkusuzluk ve derin hassaslığı, ruhunun önemli bir şeyde yücelmesi, önemsiz şeylerde ise kırılganlaşması… Tüm bunlar benim için onu anlaşılmaz bir varlık hâline getiriyordu. Atala bir erkek üzerinde asla zayıf bir etkiye sahip olamazdı. Yüreği tutkuyla dolu olduğu kadar kudretle de doluydu. Ona ya hayran olacaktın ya da ondan nefret edecektin.