Aşktan Öte Bize Yakın iki sıradan insanın merkezde olduğu iki bölümden oluşuyor. Kasabadaki ‘kahraman’ tam bir lümpen, hatta zavallı. Kavuşmayı hayal ettiği bir sevgilisi var. O hayalle savrulup duruyor. Savrulurken okuru da peşinden sürüklüyor.
Diğer bölümde, bir fabrika işçisi olan Metin’in hayatı *ti*ye alan bakışına tanık oluyoruz. Aşka âşık biri. Soru şu: Bir fabrika işçisinin çalıştığı fabrikadaki gibi, çarkların dişlileri ağır ağır dönerken ve Metin’lerin hayatları o çarkların arasına sabitlenmişken hayat nasıl akar? Varoluş dediğimiz, başı dumanlı, içi ağrılı çırpınışlarımız kendini nasıl bulur?
Aşktan Öte Bize Yakın’da içimize doğru akan soruların yakıcı yanıtları var.