Yeryüzünün en güzel şehri olduğunda bütün dünya milletlerinin ittifak ettiği İstanbul, Kâinatın Efen¬disi (SAV) tarafından fethi müjdelenmiş olmakla da tektir.
Bu müjdeye mazhar olan Sultan da Türk Milleti’nin Hakanıdır.
Kurulduğu günden itibaren 1922 yılına kadar dai¬ma başşehir olma özelliğini muhafaza eden İstan¬bul’u sevmemek, kalpsiz olmak demektir.
Fatih Sultan Mehmed Han, 21 yaşında İstanbul’u fethederek hem Fatih ve Ebu’l Feth sıfatlarını aldı, hem de adını taşıdığı Son Peygamber SAV Efendi¬mizin müjdesine nail oldu.
Bu fakir de 21 yaşında İstanbul’a kavuşmak lütfuna mazhar oldu.
Bütün tahsil ve iş hayatımızı İstanbul’da sürdürdü¬ğümüz zaman boyunca bu kadîm şehre âşık olduk. Aşkımızı ifadeye yetmese de sürekli şiirler yazarak İstanbul’un kadrini bildiğimizi İstanbul’a anlatma¬ya çalıştık.
İncelediğiniz kitapta yer alan şiirlerin tamamı İstan¬bul’da ve İstanbul aşkıyla yazıldı.
“Bahar ve İstanbul” isimli şiirimizde yer alan “Gö¬nüller yârden önce İstanbul’a vurgundur” mısraı, bu aşkın en kısa ifadesidir. Medeniyetimizin her mânâda pâyitahtı olan İstan¬bul, bütün güzellikleri asırlarca bünyesinde topla¬mış ve dünyayı kendisine hayran bırakmış bir şe¬hirdir.
Bugünkü İstanbul, tarihteki güzelliklerinin belki yüzde doksanını kaybetmiş İstanbul’dur...