...Yüzün yüzüme karışırken, önceden hani, ne vardı içimizde?
Kalsak olmaz, gitsek gebeririz acıdan.
Kal ne olur ya da bırakma gitmeyeyim.
Nasıl bırakayım ılık nefesini, sıcacık yüreğini? Kat kat giymişken yüreğime seni, nasıl çıkarayım?
Üşürüm.
Olmaz.
Ayrılırsak eğer, dostane mi vedalaşacağız?
Elini tutmaya alışmışken, sadece tokalaşarak mı gideceğim hayatından?
Hadi hoşça kal... Hoşça kalabilir misin gerçekten?
Ben kalamam, *ay ne hoş* mu denir, ayrıldık, nefes alamıyorum ama yine de hoşum, kıvranıyorum acıdan ama olsun mutlu muyum yani?
Boş versene.
Hangi sahte, acı kahkahaları atacağız peki? Kim inansa biz inanmayız bir kere.
Kaç sene taşırız acıyla içimizde birbirimizi başkalarıyla beraberken.
Bitmez ki bitiremeyiz...