2009 Nisan’ının bir gecesinde Emrah Altuntecim, eşi Ceyda’ya heyecanla seslenir:
- Yürüyelim Ceyda!
Ceyda bir an beklemeden cevap verir:
- Yürüyelim!
- Uzaklara, çok uzaklara yürüyelim! Hiç bitmeyecek bir yolda yürüyelim…
- Yürüyelim ama nereye yürüyelim?
- Bilmiyorum Ceyda… Ama çok uzaklara yürüyelim!
Heyecan içinde yüreğimin titrediğini hatırlıyorum. Saçlarımdan, sırtımdan ayak uçlarıma kadar tüm vücudumu saran bir cevap o an Ceyda’nın dudaklarından dökülüverdi:
- Hz. Mevlana’ya yürüyelim...
Bu ilham dolu geceden sonra genç çift, İstanbul Yenikapı Mevlevihanesi’nden Konya’ya, Hz. Mevlana’ya, 49 günlük bir yürüyüşün ardından, hiç vasıta kullanmaksızın ulaşırlar. Âdeta açık havada halvet gibi geçen bu 49 günlük yolculuk esnasında yaşanan enteresan olaylar, onlara yardım edenler, görülen hikmetler ve daha fazlası okuyanlara da ilham verecek nitelikte...
İki küçük karınca ve onlara ekmek, su verenlerin hikâyesi: Aşk Yolunda Adım Adım