Bir gizemin peşinde olduğu yolda, tutkunun ateşine adım atan güçlü bir adam...
Sırlarını, güzelliğinin ve cesaretinin ardına saklayan genç bir kız…
Ve can yakan kıskançlığın kıyısında, tutku dolu, hırçın bir aşk...
Demir Aras, yaşadığı hızlı hayatın yanında, başarıları ve zenginliğiyle tanınan etkileyici bir adamdı. Keskin bakışları ve ihtişamıyla kadınları baştan ayağa titretirken, tek istediği yalnızca zevke dayalı ilişkiler kurmaktı. Ancak gözleri iki meleksi gamzeye değdiği an, reddettiği tüm duyguların gerçek olduğunu kabullenmek zorunda kalmıştı.
Yaşamındaki karmaşadan kaçıp geldiği Paris’te kendine yepyeni bir hayat kuran Burcu Doğan, etrafındaki her erkeği büyüleyen eşsiz bir güzelliğe sahipti. Yaşadığı gizli esareti sona erdirdiği anda kalbini, tek bakışıyla çekimine kapıldığı bir yabancıya teslim etmişti. O andan itibaren aşk, kesişen hayatlarının tam ortasına düşerken, adam taparcasına sevdiği kadını öfkesi ve kıskançlığıyla yıkacaktı.
Yaşananlar onları yakıp tüketirken, ikisi de aşk ve tutkunun koynunda, birbirlerinin soluklarında var olacaklardı.
Paris’ten İstanbul’a uzanan, sırlarla örülü bu ilişki sonsuza dek var olabilecek miydi? Gerçekler açığa çıktığında, aşk her şeyi affedebilecek, küllerinden yeniden doğabilecek miydi?