*Şimdi bir durun ve düşünün: Hayatınızda kendinizden geçerek yaptığınız bir şeyler var mı? Şarkı söylemek, koşmak, dans etmek gibi... İşte gerçek doyumlar, zamanın durduğu bu anların içinde akmakla ilgili. Mutluluk, sahip olmakta değil, yaptıklarınla akmakta gizli. Ne şaşırtıcı ki tam da zaman durmuş gibi geldiği anda, biz akmaya başlıyoruz. İşte Faika Sarp da şiir yazarken akıyor ve zaman duruyor. Bu zamansızlık haline okuyucu da dahil oluyor.. Şiirinin içindeki özenli ritm ve seçtiği sözcüklerin doğanın sesleriyle uyumlu müziği sayesinde, okuyucu bu akışa kolaylıkla teslim oluyor. Gözyaşı ticareti yapmayan duygusallığı, savaş çığırtkanlığı yapmayan vatan sevgisi, tüm duyguları kucaklayan cömertliği, kimsenin aslında öteki olmadığını hissettiren naifliği, yeri geldiğinde sorgulayan, sarsan cesareti ve asla kaybetmediği dişil zerafeti, şiirini biricik ve aynı zamanda hepimize ait kılıyor... Şu bir gerçek ki karanlık zamanlarda acil kan kadar acil iyi insana ve acil iyi şaire de ihtiyaç var. Ve o yüzden iyi ki Faika Sarp var.* (Aydilge Sarp)
Aşk gitme benden
Sen gidersen
Gözlerim gider
Kalbim gider
Beş duyum susar
Kıyamet kopar
Elsiz, ayaksız, dilsiz kalırım
İstanbul`um durur mu yerinde
Yıkar surlarını
Firar eder peşinden
Hiç kalırım ben
Aşk, gitme benden
Çocukluğumsun, doymadığım
Sokağımsın, top oynadığım
Sarmaşıklı salıncağım
Işıklı oyuncağımsın
Dut ağacımsın, dalından düştüğüm
Akide şekerimsin, kardeşimle bölüştüğüm