`Ölüm kesindir, yaşamak ihtimal. Sen kesin olanın peşinde koşuyorsun; oysa ihtimalin peşinde koşmak gerek.` Bu söz, `Dondurmam Gaymak` filminin beni çok etkileyen bir sahnesinde geçiyordu. O ana kadar bir kahkaha tufanı estiren film, bir anda salonu sessizliğe boğdu ve beni duvarlara çarptı, donup kaldım.
Evet yaşamak bir ihtimaldi ve bir ihtimalin peşinde tüketiyorduk ömrümüzü; Ama buna değerdi. Bir sonraki güne uynabailmek ihtimali, yarin ay yüzünü ömrümüzde bir kere daha görebilmek ihtimali, bir türkü daha söyleyebilmek ihtimali... Yani bütün hikayemiz bir ihtimal ve bir ihtimale hikayeler yazıyoruz durmadan. `Kaf dağı teferruattır` deyip bütün ihtimalleri tek bir ihtimalin sıcaklığında eritiyoruz. Tek ve en büyük, en güzel, en gizemli ihtimalin yani aşkın sıcaklığında.