İstiklal Savaşı döneminde Batı Cephesinin önemi Doğu ve Güney Cephesindeki etkinliği daima geri plana itmiştir. Ancak doğuda girişilecek bir askerî harekât için, Rusların nasıl bir tutum akınacakları açıklık kazanmadığından bir süre beklenildi. Daha sonra hem Rusların durumu açıklık kazandı. Hem de Ermenilerin Türk Halkı üzerine giriştikleri katliam dayanılmaz boyutlara geldiği için doğuda askeri etkinliğe geçme kararı alındı.
Türk askerinin doğu ve güneydoğuda yaptığı fiili harekât neticesinde Ermenilerin büyük bir kısmı Rus sınırını aşarak bugün Ermenistan dediğimiz bölgeye kaçmayı başarır. Azınlık olan kısmı ise suçluluğun verdiği bir kompleksle içerilere doğru kaçarlar. Kaçan bu Ermeni aileleri genelde Doğu ve Güneydoğu bölgesinin bazı köy ve kasabalarına sığınırlar. Bu köy ve kasabalarda yaşayan halk aşiret olduğu için konargöçer kültürüne sahiptir. İşin ehemmiyetini bilmeyen sadece insani duygularla hareket eden bu yöre halkı kendilerine sığınan bu Ermeni fertleri himaye edilir. Erkeklerine çobanlık kadınlarına hizmetkârlık yaptırılır.
Bu bölgemizdeki köy ve kasabalara sığınan küçük Ermeni gurupları yerli halka zarar verirler endişesiyle bir müfreze takibe gönderilir. Bu takipte Sivas’ın Divriği ilçesinin Yaman Dağlarındaki Ozan Gediğinde baygın halde sırtüstü yatmakta olan genç bir kadının müfreze tarafından bulunması ile olay başlar ve gelişir. Hep birlikte izleyelim.