Âşıklık geleneği Türk kültürünün vazgeçilmez unsurlarından biridir. Başlangıcı ve kökeni çok eskiye dayanan âşıklık geleneği, Anadolu’da 16. yüzyılda bir geleneğe dönüşmüş olmakla birlikte, kültürel mecra olarak ozan-baksı geleneğinden beslenmiştir. 20. yüzyıla kadar tüm canlılığıyla varlığını sürdüren âşıklık geleneği, eskisi kadar olmasa da günümüzde varlığını sürdürmektedir. Daha çok sözlü kültür ortamlarında icra edilmiş olan âşıklık geleneği, günümüzde yazılı ve elektronik kültür ortamlarında da yerini almıştır.
Anadolu’daki âşıklık geleneği içerisinde Adana ayrı bir öneme sahiptir. Çünkü âşıkların yetiştiği ve gelenek doğrultusunda âşıklığın sürdürüldüğü şehirlerden biri olma özelliğini hala korumaktadır. Adana’daki âşıklar usta olarak benimsedikleri ve âşık toplantılarında şiirlerini icra ettikleri Karacaoğlan’a ayrı bir değer vermektedirler. Çalışmaya konu olan Âşık Meşgul Veli de kendisinin ilham kaynağının öncelikli olarak Karacaoğlan olduğunu belirtmektedir. Âşık Meşgul Veli küçük yaşlardan itibaren Karacaoğlan’ın şiirlerini çokça okumuş ve kendi şiir dünyasını bu şiirlerden yola çıkarak zenginleştirmiştir. Ayrıca âşık hikâyelerini uzun süre dinleyen ve izleyen Âşık Meşgul Veli, bu gelenekten çok etkilendiğini ifade etmektedir. Ayrıca Adana’da yaşayan ve şu an hayatta olan âşıklar da kendisine yol gösterici olmaktadır. Âşık Meşgul Veli, bu geleneğin yaşatılması için davet edildiği her âşık toplantısına gitmeye özen göstermektedir. Bu durum, âşığın geleneğe verdiği önemi ve bu geleneğin gelecek kuşaklara aktarılabilmesi konusundaki hassasiyetini göstermektedir.