Kapadokya`nın gizemli topraklarında gerçekleşen bir macera Selçuklu hanedanının Anadolu topraklarında yaptıkları keşif yolculuğu, Arslan için bir maceranın başlangıcı olur. Arslan, bu yolculuktan geri döner fakat bu defa tek başına gitmeye karar verir. Arslan Ani`ye vardığında şehirde çok şeyin değişmiş olduğunu ve kendisi için yakalama emri çıktığını görür. Böyle bir durumla karşı karşıya kalan Arslan, hedefi için türlü türlü tehlikeler atlatır. Devlerle çarpışır, büyücülerle savaşır. Yeri geldiğinde Narlıgöl`de bir çobandan Musa`nın kıssasını dinler, yeri geldiğinde arenaya çıkıp güreş yapar. Kâh Tuz Gölü`nü yüzerek geçer, kâh Kapadokya`nın o efsanevi topraklarında korkunç yolculuğa çıkar; Ihlara Vadisi, Kırmızı Periler Diyarı, yer altı şehirleri... Açıklama Arslan ya da Alp Arslan`ı herkes tanır ama Kapadokya`nın gizemli topraklarında yaşadığı maceraları az insan bilir. Bunları ben çok küçükken bir kitapta okumuştum... Yıllar sonra anladım ki bu kitabın yazarı 1800`lü yıllarda yaşayan İran kralı Nasıreddin Şah`ın... bir kızıymış....
Alıntı: Arslan`ın...Boğazı kurumuştu. Ya Rabbim... yardım et diye dua ederken gözü kadına ilişti. Kadın ağacın üzerine oturmuştu. Yaprakları koparıp üzerine bir şeyler okuyup yere fırlatıyordu. Yaprak yere düşer düşmez bir savaşçı olup Arslan`a doğru koşuyordu...