Anlam katmanları yoğun, metinlerarası atıflarla örülü, kendini kolay ele vermeyen bir yapıt Ars Moriendi:
Anlatıcı-ben, okuru yıkmak, onu kaygının avuçlarına çekebilmek için her yazıda kendini yeniden kuruyor adeta.
Bir yazıya bir Çin kıssasının anlatıcısı ile başlıyor; bir diğerini bir söylen kahramanına söylettiği sözlerle bitiriyor.
Ve dile yönelik özgün tasarruflarıyla, son dönemde epidemik bir hâl alan şiirsel teraneleri şiir sanma hastalığına savaş açarak, bütün bu pespayeliğin karşısına ancak dil erbábının anlayacağı, inceliklerle dolu bir üslupla çıkıyor.
Kendine kaygılı bir ‘yeryüzü duruşu’ seçen, otobiyografik teferruatların köşelerinden sızan birçok insan, kaygı ile örülmüş şiirler yazan birçok şair ve yazardan alıntılar/bahisler var Ars Moriendi’de.
Kitabın *Dasein İçin Kaygılık* başlığını taşıyan ilk yazısında alıntıladığı, Rilke’nin *Ben Ölürsem*i ile Cem Yavuz yalnızca şiiri çevirmekle kalmıyor; bütün müzmin kaygılıların hâlet-i ruhiyesini de tercüme etmiş oluyor…