"Ne var ki yaşam, birilerinin bizim için çizdiği bir oyundan çok, her adımını kendimizin atmak zorunda olduğu bir maceraya benziyor. Olasılıklar denizinin kumsalında adım atmadan geçen her an, daha da uzayıp genişleyen göz erimine bakmak, içimde büyüyen hareket korkusunu iyice belirginleştiriyor. Onca zaman onanmayı bekleyen ben -belki de `gösterme hırsının` egemenliğindeki insanlara tepki amacıyla onların tam karşısında- olduğum yerden kalkmayarak ömrümü heba ediyordum. Bu hareketsizlik kimi cezalandırmıştı. Ya da kimi cezalandırmasını umuyordum."