Biteviye bir arayıştadır insan…

Allah, insanların fıtratına kendisini bulabilecek kodları, nüveleri yerleştirmiştir.

Aklını ve kalbini dinleyen her insan Rabbini bulur. İnsan içindeki sonsuzluk hissinin verdiği inançla bu hissi bambaşka yerlerde arıyor. İnsanlık ailesi, içinde bulunduğumuz post-modern çağda çeşitli buhranlar içerisinde debelenip duruyor.

İnsan kendi kendini tüketiyor, zamanını hesapsızca harcıyor, vade bitiyor ve ölüm yaklaşıyor. Ve yine insan, en çok kendine zulmediyor.

İnsan fıtratında var olan en güçlü duyguların başında gelir inanmak ve iman ettiği şeye tapmak yani adanmak…

Ahsen-i takvîm olarak yaratılan insanoğlunu esfel-i safilin kılan davranış, bizatihi Yüce Allah tarafından şerefli kılınan varlığını, kendi cinsine yahut daha alt değerdeki dünya metaına adamasıdır.

Bu minvalde adamak âdemoğlunun bir nevi kaderidir. Zira insan, kendisini adayacak put icat etmekte ne kadar hünerli olduğunu bize mazisiyle ispat etmiştir.

Hakikati yani gerçek ilahını yitiren âdemoğlu, insanlık onurunun ters yüz edildiği post-modern çağda idrakine deli gömleği giydiren izm’lerin tutsağı olmuştur.

Allah Rasûlü’nün ashabı, adanmışlar kuşağıdır. Onlar *İlk Kur’an nesli*dir.

Rasûlullah’a ittiba ederek varlıklarını Allah’a adamışlardır. Biz de varlığımızı Rabbe adamak adına, Rasûlullah’ı Çağa Taşıma *Arayış* ve *Adanış*ımızı sizlerle paylaşmak istiyoruz.