"Nazım, ona sonsuzluk gibi gelen ama aslında saniyelerle ölçülecek bir zaman diliminde olasılıkları düşünüp kararını verdi. Zaman yavaşlamış, bütün duyuları keskinleşmişti. Artık son derece soğukkanlıydı, hızla yaklaşan uçaklardan kaçıp vakit kazanmak için yapması gereken manevrayı saniyesine kadar hesaplamıştı. Son anda uçağının burnunu yukarıya çevirip motora giden yakıt valflerini sonuna kadar açtı. Emektar uçağı sanki canlanmış, kendinden beklenmeyen bir ataklıkla yükselmişti. Makinelere bir daha dokunduğunda çalışacaklarını içinde hissediyordu. Uçağını döndürüp bir kez daha saldırıya geçtiğinde iki namlu da ateş kusmaya başlamışlardı.
Bu yoğun ateş karşısında düşman uçaklarının geri döndüğünü gördü. Karşısındaki pilotlar, bu çılgın Türk`le uğraşmak yerine daha kolay avlar peşinde koşmaya karar vermişlerdi."
Aquila, yani kartal, yırtıcı kuşların en aman vermezi, sınırsız bir güç ve özgürlük simgesi.
İsimlerini aldıkları kartal gibi özgür yaşamak isteyen, en karanlık gecede bile ışığı arayan bir grup genç.
Ve tüm umutlar kaybolurken kendilerini bulan iki genç kadın.
Aquila, Kurtuluş Savaşı`nda yoku var ederek savaşmış, güçlerini özgür yaşama arzularından ve birbirlerinden alan pilotlarımızın destanı.
Aquila, aynı zamanda işgal altındaki bir ülkede, köhneleşmiş geleneklerin arasında kendi seslerini arayan Türk kadınlarının romanı.