Düş ile gerçeğin arasındaki ince çizgide ilerleyen roman, aşkın ve hakikatin sırlarını sorguluyor. İnsan kalbinin ne işe yaradığının unutulduğu bir çağda Ali Haydar Haksal bize "biz"i hatırlatıyor.
"Kentten yeni çıkmış sayılmam kurtulmuş da sayılmam bu dağa çıkmayı ilk deneyişim de sayılmaz fakat bu dağa ilk gelişim burada seni bulacağımı ummuyordum biriyle yüzleşecektim biriyle demek ki bu sendin beni buraya çeken bir şey vardı demek ki bu sendin demek ki bu ses senin sesindi."