Annem hem hevesli hem tedirgin bir kadın. Kukumav kuşu gibi düşünüp durmamdan yıllardır rahatsız. Çekiyor, itiyor, asılıp sündürüyor beni hayata dâhil etmek için. Bugün, yanımdaki koltuğa gelip teklifsizce oturdu. Hayır, bugün değildi, dündü. Belki de daha önce gelip oturdu. Belki de annem yanı başımdaki koltukta yıllardır oturuyordu da ben yeni fark ettim. Annemim Çiçekli Cepleri, boşanan, arafta kalan, tedirgin kahramanların ceplerini karıştırıyor birer birer. Sade ve sahici öykülerle eşya ve insan arasında bağ kurmamızı isteyen yazar, soğukkanlı bir anlatımla geride neler kaldığını gösteriyor bize. Her kayıptan bir parça, bir anı birikiyor heybelerde. Yakınını kaybeden veya yakınında bulamayan kahramanların yüzüne yansıyor bu kayıplar. Kırışıklar ve çizgiler birikirken “İyiyim,” diyorlar sürekli, iyiyim dedikçe doluyor cepleri.