Şüphe yok ki bizler romanlara gönül vermiş nesillerin çocuklarıyız.
Hikâyeler uzun uzadıya anlatılsın, bir kitabı okuyabileceğimiz süre boyunca başımızı sokacak başka bir ev ve evren olsun isteriz. Yaşadığımız çağı düşününce okumaya sığınmış hâlimizde hiçbir tuhaflık yok. Tuhaf ve biraz da acı olan, gerçeklikten uzun süreli kopuşları kovalarken öykülerin vaat ettiklerinden ırak düşmemiz. Bu sözler kulağa biraz anlaşılmaz gelirse aldırmayın, kitabın kapağını aralayıp Tekay`ın öyküleriyle tanışan her okurla kırk yıllık dostmuşçasına bağ kuracağız nasılsa...
Annem Gibi Olmadım, sıradan görünenlerin destansı varoluş hâllerini konu ediyor. Kadınlar, çocuklar, erkekler, başka ülkeler ve şehirler, şimdiye dek çoğuna başrol layık görülmemiş oyuncular gibi bu sayfalara yerleşip alabildiğine salınıyorlar. Kiminin anlatısı deli yel gibi esiyor, kimiyse en acı hisleri tarif ederken bile yanağınızı zarifçe okşuyor. Ama hep mağrur, hep yarını gözler hâlde...
Mebuse Tekay öykücülüğünün benzersiz büyüsünü okurlarımızla paylaşmaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz!