Yozlaşan dünya diyoruz ve üzülüyoruz. İnsanlığımız nereye gidiyor diyor ve üzülüyoruz. Ancak üzülmekle bir şey elde etmemiz de mümkün görünmüyor. Bunun için büyüklerimiz ne demiş; karanlığa söveceğine aydınlığa bir mum yak!

İşte elinizdeki eser yozlaşan ve karanlığa doğru giden insanlığımıza bir mum olmanın derdiyle yazılmıştır. O mumu yakmak da sizin elinizdedir.

Gelenekler bir milletin geçmişten getirdiği ve kendisini değerli kılan en önemli manevi mirastır. Bu mirasın ruhuyla yetiştiremediğimiz gençliğimizi yabancılaşmanın girdabında kaybetmemiz büyük bir olasılıktır. Çevremize baktığımızda bunu çok daha iyi görebiliyoruz. Salt daha çok kazanma, daha çok başarılı olma derdiyle yetiştirdiğimiz çocuklarımıza haksızlık yapıyoruz. Çünkü insan iki yönlü bir varlıktır. Madde ve ruh. Ruhunu eğitmediğimiz çocuklarımız bir müddet sonra başarılı ve zengin olabilirken duygusuz ve zalim olabiliyor. İşte bu noktada kitap hem başarılı hem zengin hem de duyarlı ve vicdanlı bir insan yetiştirebilmenin derdiyle yazılmıştır.

Çocuklarımızı geleneğimizin cennet bahçesinde yetiştirmek onları yozlaşmanın karanlığından kurtarmak noktasında önemli bir adımdır. Bu adımı atmaya ne dersiniz?

Geleneğinden uzaklaşmış bir nesil yabancılaşmanın çölünde gördükleri seraplara mahkumdur.