Dünya yine dönüyor.
Güneş yine ısıtıyor.
Gündüzün ardından yine gece geliyor.
Gecenin ardından gündüz...
İnsan ve insanın el attığı her şey ise baş döndürücü bir hızla değişiyor.
Bu hıza yetişmek, çocuklarımıza ve gençlerimize ulaşabilmek ise aynı oranda zorlaşıyor.
Çocuklarımızı bıraktığımız yerde bulamıyoruz. Bir anda dünyanın her yanını dolaşabiliyorlar. Gözleri her şeyi görüyor, kulakları her şeyi duyuyor. Parmakları ile dünyayı oynatabiliyorlar.
Yanlışlara dur diyebilmek, doğrularda sabit kalabilmek her zamankinden daha zor.
Bizi cennete ulaştıracak olan "Sırat-ı Mustakim`i" tarifimiz de değişti yol alışımız da.
Eskiler yet(e)miyor, yeniler üretmiyor.
Çocuklara sunulan muazzam imkanlar güzel sonuç vermiyor.
"Neredeyse göklere merdiven dayayacağız."
Müslüman olmanın mutluluğunu görmek istiyoruz çocuklarımızda. Bir kişinin de Müslüman olması için gayretlerini, sevinçlerini... O heyecanı görmek istiyoruz gözlerinde, Rablerine yüz akıyla, huzur ve itminanla kavuşma özlemlerini...
Sönük bakışlar, isteksiz yürüyüşler, ihlassız ameller canımızı yakıyor.
Kendimizin ve çocuklarımızın doğru bir inançla ve salih amellerle imtihanı bitirebileceğimiz konusunda endişelerimiz var. Bu gidişat bizi korkutuyor.
Ama yine çalışacak, daha çok çalışacağız. Doğruyu, en doğruyu, en güzeli bulabilmek için.
Çocuklarımız, gençlerimiz, torunlarımız için...
Yakınlarımız, toplumumuz için.
Ümmet için, insanlık için...