Okurunu eski İstanbul semtlerine derin bir yolculuğa çıkarıyor yazar, sonra da farklı şehirlerde gezdirip her şehirde yeni hikâyelerle, insanlarla, ilişkilerle tanıştırıyor bizi. İdealist, genç ve güzel bir doktor olan Berrin’in gözünden belki de günümüzde dahi pek çok kadının cevabını aradığı sorulara ışık tutuyor. Toplumsal cinsiyet rollerinin dayattıkları karşısında her daim kendi duruşunu koruyan Berrin kendi yaşam tecrübelerinin neticesinde sonsuz bir mutsuzluğun olamayacağı gibi sonsuz bir mutluluğun da olamayacağını ve hayatın anlamının küçücük anlarda gizli olduğunu vurguluyor. Bir yandan kendi dünyasının muhakemesini yaparken diğer yandan da değişen toplumsal şartlar karşısında insan ilişkilerinin ne denli yozlaştığını gözler önüne seriyor. Her şeyin çabuk tüketildiği günümüz dünyasının karşısına eski düzenin sıcaklığını ve samimiyetini ortaya çıkarıyor. Anlarda Saklanan Yaşam ile Berrin bizi kendi geçmişine, 68 Kuşağı`na, o zamanın aile yapısına, sosyal çevresine götürüyor ve bize oradan gülümsüyor. Tutkulu bir doktor, hayatına kendi yön verebilen bir kadın, bilime ve kitaplara âşık biri. Onun hayatına tanıklık ederken kendinizi de orada bir yerde bulacaksınız…