Şayet Kur’ân ve sünnete sırt dönmüşseniz, emir ve yasaklarını yerine getirmiyorsanız, herkesi dinliyor ama bir tek Allah’ı, Peygamber’i dinlemiyorsanız, heva ve hevesinizin peşinden koşuşturup yaşantınızda ilahî emirlerden en ufak bir emare bulundurmuyorsanız, yaptığınız iş ve işlemlerinizde aklınıza güvendiğiniz kadar “Bu konuda Kur’ân ve sünnet ne der?” diye bir derdiniz, bir tasanız, bir kaygınız, bir kederiniz yoksa, Kur’ân ile düşünmüyorsanız, Kur’ân’ı düşünmüyorsanız, Kur’ân sizin düşüncelerinize yön ve istikamet vermiyorsa, çözmeniz gereken sorunlarınızı Kur’ân ile çözmüyor ve çözüme de yanaşmıyorsanız, hangi çağda yaşıyorsanız yaşayın, istediğiniz aydınlatma aracını kullanın hiçbir zaman, içine gömüldüğünüz karanlıktan kurtulamazsınız.
Bu durumda helâkı mûcib olan, önceki milletlerin yaptıkları gibi Allah’ın emrini arkanıza atmış, Allah’ın nûruyla henüz nûrlanmamışsınız demektir.