Beni en çok etkileyen, yaşamının elli dört yılını Almanya’da geçirmiş Türk asıllı bir doktorun, mükemmel eğitimine, mükemmel dil bilgisine ve ailesinden gelen üstün birikime rağmen, Türk olduğu için katlanmak zorunda kaldığı ötekilik duygusunun hüznü oldu. Yurtdışında yaşadığı için, ülkesinde dahi öteki sayılan Etem, ömür boyu yalnız ama hep sevecen, umutlu ve iyi niyetli! Kitapta ayrıca Erdal İnönü, Uğur Mumcu, Aziz Nesin, Ahmet Taner Kışlalı gibi sol görüşü temsil eden ustalarla yakın dostluğundan kaynaklanan renkli anılar, bir doktor olarak, Almanya Türkleriyle yaşadığı trajikomik hikâyeler, Willy Brandt’lı yıllar, dünyanın çeşitli köşelerinden sesler, renkler ve yıllarca Avrupa Sosyal Demokrat Halk Federasyonu’nun genel başkanlığını yapmış bir adamın, hayatı algılaması, değerlendirmesi var. Psikiyatriyle ilgilenenlere sunduğu birikimi de cabası. Kimi zaman gözlerim yaşararak, kimi zaman kahkahalar atarak ve sürekli bir nostalji duygusu içinde, okuyup bitirdim kitabı... Umarım sizler de benim kadar tat alırsınız okuduklarınızdan. Ayşe Kulin’in önsözünden alıntıdır