Böylesine inandırıcı ve etkileyici, böyle zekice tasarlanmış bir kitap; tarihi gerçekliğe dokunaklı bir şahitlik sunan böylesi bir kurgu okumayalı çok zaman olmuştu.
Maria Vargas Llosa
Bittori, İspanya`da ETA`nın silah bıraktığı ve barışın başladığı gün, terör kurbanlarından biri olan kocası Txato`nun mezarını ziyaret eder. Eski dostları ve komşularının örgüte katılan oğluyla konuşup, cinayeti onun işleyip işlemediğini öğreneceğine yemin eder. Siyaset ve şiddetin halkları, aileleri ve bireyleri nasıl parçalayabildiğini etraflıca işleyen Anayurt, iki ailenin kaderlerini yıllar içinde kâh kesiştiren kâh birbirinden ayıran olayların dökümünü yaparak siyasi cinayetlerin insani boyutlarına ışık tutuyor. Bir grup silahlı insanın bir vatanın kime ait olduğuna, kimin onu terk etmesi ya da yok olması gerektiğine karar vererek işlediği bu cinayetlere ve nefret diline: totaliter ideolojiler doğrultusunda bir tarih uydurmaya çalışan insanların yarattığı hafızasızlığa ve untıtmaya karşı bir roman Anayla-t. Yak ınlarımızın ve sevdiklerimizin birbirine sırt çevirmesini yahut sarılmasını sağlayan unsurlara odaklanan ustalıklı anlatısıyla Aramburu, Premio Strega Europeo (2018) ve Premio Nacional de Narrativa (2017) dahil pek çok ödüle layık görülen bu romanında günümüz kavgalarının acı sonuçlarını gösterirken duygularımız kadar düşüncelerimize de dokunuyor ve hayatı her açısıyla değerlendirmemizi öneriyor.