Şair milenyumdan altı ay on üç gün önce (üç aşağı beş yukarı) Ankara`da doğdu. Gri şehri sekiz yıl kadar soluduktan sonra ata toprağı olan Antalya`ya dönen ailesine eşlik etti. Lise çağlarında aşktan değil ama derste çok sıkıldığından çeşitli edebiyat alanlarında görece çürük meyveler vermeye başladı. On yılın sonunda okuma bahanesi ile İstanbul`a göçtü. Medeniyet Üniversitesinde psikoloji eğitimine başladı fakat burada da derslerde çok sıkılması ile yazmaya devam etti. "İstanbul`da harita kullanmadan yolumu bulabilirim.", "Bu döneri yesem de ölmem.", "Sabah dersine gidilir mi?" gibi ulusal çapta haber olmayan onlarca isyanda önderlik yaptı. İlk şiir kitabı olan Gece2`yi çıkardı. Az okundu. Baya az. Yazdığı tiyatro oyunları sahnelenemeden pandemi tarafından iptal edildi. İlk defa seyircisi ile buluşması yazdığı çocuk oyunları ile oldu. Genç dimağlara ektiği tohumların meyvelerini muhtemelen on yıldan önce alamayacak. Hâlâ akıllanmamış olacak ki İstanbul`un farklı yerlerinde kimi zaman masada kimi zaman yere çökmüş bir şeyler yazıyor ya da okuyor ve çokça gülüyor. Siyasi görüş olarak Yörüklüğü benimsemiş olan şair. Yörüklerin üstün ırk olabileceği üzerine araştırmalarını sürdürüyor. Yazın hayatına devam eden şairin şiirin yanında roman, tiyatro ve senaryo çalışmaları devam ediyor.