“Çaresizlik içinde çırpınırken uyandım. Uyandığımda orada duruyordu. Anahtar, masanın üzerindeydi. Sayfaları açık kitabın altında kalmış, parlıyor, sanki, ‘Beni al’ diye bağırıyordu. Neden oradaydı, nasıl geldi, kim koydu bilmiyorum. O zaman, orada dururken anladım. Kilide yerleştirip çevirsem, kapıyı açsam yetecekti, karanlık da soğuk da bitecekti.”Babasının yokluğunun üstesinden gelmeye çalışırken, siyasal iklimin, üzerindeki izlerini silemeyen Derya… Geçmişinde kapanmayan yaraları yüzünden oğluyla yakın bir ilişki kuramayan ama mutluluğu aramaktan vazgeçmeyen Ayhan… Sevgilisiyle yeni bir hayat kurmak isteyen Hülya…
1980 dönemi travmasının kişisel travmalarla harmanlandığı bir yolculuk... Umudu bulup yitiren zihnin gelgitlerinde, geçmişe uzanan ve geleceği kurmak isteyen bir anlatı…
Fatih Balkan yalın bir dille zaman zaman parçalı bir anlatı sunuyor okura. Biçimsel dokunuşlarla zamanda ve kahramanların zihinlerinde geziniyor. Boşluklarıyla bütünlenen, belleklerde iz bırakacak bu yolculuğa rüyalar ve İzmir eşlik ediyor.