Neyse ki, bu *günlük*, önceki günlüklerim gibi yakılmaktan da yırtılmaktan da kurtulabildi. Kurtulması bir yana okur karşısına çıkabildi.
Günlüklerin, hele bu dönemde, hele de Türkiye’mizde okur karşısına çıkabilmeleri öyle kolay değil. Asıl mesele bu *Günlük*ün, okur karşısında, heyecanlanmadan, kem küm etmeden, içtenlikle ve de cesaretle *Başka* *günlük*lere benzemediğini hissetirebilmelidir ki bu da ancar okurun yardımıyla olabilir. Ne diyor Sadi; *Leyla’nın güzelliğine ancak Mecnun gözüyle bakmalısın ki onu seyretmenin sırrı sana da görünsün.* Açıklamaya gerek var mı?