Dünya edebiyatında, sosyalist gerçekçilik yönteminin yerleşmesinde büyük katkısı olan Maksim Gorki, ünlü romanı Ana’da 1905 devrimi sırasında, işçi ve köylülerin çarlık despotizmine karşı yürüttüğü toplumsal mücadeleyi anlatıyor ve Rusya Ana’nın çocuklarına neler kazandıracağına ilişkin görüşlerini yansıtıyor. "İnsan, onurlu bir kelimedir," diyor Maksim Gorki, yalancı ve pasif bir hümanizm adına insana acımak yerine, saygı duymak, yaşamı yeniden biçimlendirme yeteneğine inanmak, onu buna yönlendirmek gerektiğini vurguluyor. Gorki’ye göre insan çevresini değiştirirken kendisi de değişirse, kaderini halkın kaderiyle birleştirir, onların özgürlük ve mutluluk uğruna mücadelesine katılırsa, ‘dünyaya yeniden gelir’ ve kelimenin en gerçek anlamıyla insan olur. Dünyanın birçok ülkesinde, milyonlarca insan için başucu kitabı olan Ana romanında bu tema en tam anlatımına kavuşmaktadır. Rusya’yı ve tüm dünyayı sarsan Ekim fırtınasının getirdiği parlak bir yetenek olan Maksim Gorki, Ana romanında emekçi kitlelerde uyanış, manevi gençleşme ve siyasi aydınlanmanın yaşandığı hızlı sürecin tablosunu çizerken, edebiyata yeni bir kahraman tipi ve sosyalizme estetik bir ideal kazandırıyor.