Muasırlaşmak denilince, o cemiyetin, gittikçe ilerleyen ilim ve sanatta hiç bir milletten hiç bir surette geri kalmayarak üstün bir mevki kazanması anlaşılır. O cemiyet, umumî medenî hayat içinde müşterek bir insan hayatı yaşar. Bu aile ve devlet hayatının hususiyetine, kavim ve ümmetin gerektirdiği millî terbiyeye aykırı değildir. Muasırlaşmak şekilce, hayatça Avrupalılara benzemek sayılmaz; Ne zaman malûmât ve masnuât iktibas ve iştirası için Avrupalılara ihtiyaçtan müstağni olduğumuzu görürsek, o zaman muasırlaşmış sayılabiliriz.*