Filibeli Ahmet Hilmi’nin kuşkusuz en ünlü eseri sayılan A’mâk-ı Hayal, hemen her dönem ilgi görmeyi başarmış eşsiz eserlerden biridir. Ahmet Hilmi’nin hayatı boyunca durmadan araştırarak elde ettiği felsefi fikirlerini bütün olarak bu eserde bulabilmek mümkündür.
A’mâk-ı Hayal’de, yaratılış gayesini aramakta olan genç Raci’nin bu yolda yaşadığı maceralara tanık oluyoruz. Arada kalmışlığın sancılarını çeken Raci, hayattaki arayışının had safhada olduğu sıkıntılı bir dönemde Aynalı Baba ile karşılaşır. Issız bir mezarlık kulübesinde Aynalı Baba ile sohbet edip ney dinletisi eşliğinde hayalin derinliklerine doğru birçok yolculuğa çıkar…
Bu manevi yolculuklarda Raci’nin başına gelen her şey, fikir ve inanç dünyasını tekrar gözden geçirmesine neden olur. Raci’nin gördüğü her bir hayal, kördüğüme dönüşen bütün sorunlarını çözme yolunda ona rehber olacaktır.
Ben niyet ettim ki bu hayatı, dünyaya niye geldiğimizi, ne olacağımızı, bizi göndereni anlamadan terk etmeyeyim. Ah, ne olurdu ki bu sorulara olumlu veya olumsuz birer cevap verebilsem!