Rusya’nın bir taşra kasabasının psikiyatri kliniğinde yatan edebi ve ahlaki ilimlerde derin bir bilgiye sahip olan İvan Dmitriç ile yoksul ve yozlaşmış toplumun sorunlarına karşı giderek duyarsızlaşmış elit ve aydın doktor Andrey Yefimiç, arkadaşlık etmeye başlar. Koyulaşan sohbetlerinde kurdukları diyalog, doğrudan bir sorgulamaya dönüşürken; sistem ve düzen eleştirisi üzerine kurulu felsefi mevzular ışığında yeni bir toplum çözülmesine konu olur.
Hastane şartlarındaki kötü koşullara ve mevcut adaletsizliğe karşı gelen İvan Dmitriç’in başkaldırısı, aslında dönem Rusya’sının ekonomik ve kültürel durumunu ortaya koyuyor.