Onu her gün düşünecektim ama asla aramayacak, hatta çevrimiçi olup olmadığına bile bakmayacaktım. Sözümü tutacaktım. Altı yıl boyunca...
Başarılı bir öğretim görevlisi olan Jake Fisher tezini yazmak üzere gittiği yaz kampında Natalie adındaki ressamla tanışır. Birbirlerine ilk görüşte âşık olurlar fakat Natalie yaz sonunda Jake’ten nedensizce ayrılıp eski sevgilisi olduğunu söylediği Todd’la evlenir. Genç adam olan bitene inanabilmek için düğüne gitse de aradığı cevabı bir türlü bulamamıştır. Yine de, Natalie’ye onları rahat bırakacağına dair söz verir.
Altı yıl sonra Jake ofiste öğrencisiyle görüşme yaptığı esnada bir ölüm ilanı görür. Bu ilan Natalie’nin kocası Todd’a aittir. Jake yıllar sonra eski aşkını görme umuduyla cenazeye gitmeye karar verir ancak cenazede gördüğü kişi o değildir. Üstelik yaslı dul, Todd’la on yılı aşkın süredir evlidir ve Natalie’yi tanımamaktadır.
Bunun üzerine Jake olayın üstüne gitmeye karar verir. İlk olarak, hayatının aşkıyla tanıştığı kampa gider fakat kasabadakiler orada bir kampın hiçbir zaman olmadığını, buranın yıllardır bir çiftlik olduğunu söylemektedirler. Olayı araştırdıkça hayatını büyük bir tehlikeye attığını anlayan Fisher, hiç ummadığı tuhaflıklarla karşılaşır ve aslında en yakınındaki insanların bile kendisinden yıllardır sakladığı gerçekleri gün yüzüne çıkarmak üzeredir.
Harlan Coben sürükleyici ve merak uyandıran anlatımıyla okurlarını bir kez daha eski bir aşkın gücünü ve ardındaki sırları keşfe çıkarıyor.