Babamla ilk çetin kavgamı Almanya’ya gitmek uğruna yapmıştım. Bu kavganın Almanya sevdam karşısında direnemeyip pes etmek zorunda kalan babamla son kavga olacağını nereden bilebilirdim ki? Baba olduğumda anladım ki baba oğul kavgalarında kaybeden taraf hep babalar olurmuş. Hayatın bir mektep olduğunu dört yıllık kiracım Feraye öğretti bana. O gün anladım ki şu fani dünyada son nefesine kadar talebedir insan. Şimdi size samimi bir soru soracağım: İnsan yetmişinden sonra değişir mi? Cevabınızı bilemem ama bir kadına körkütük âşık olacak kadar çok değiştim ben. Yaşamım boyunca farkında olmadan bazı tabuların esiri olmuşum. Yetmişinden sonra esiri olduğum o tabuları yıkmanın hazzını yaşadım. Sonuç mu? Yıktığım her tabu, aştığım her çizgi beni adım adım özgürlüğe taşıdı. Ben Cevdet; Almanya’da yabancı, öz yurdumda Almancı derler bana. Benimle yarım asırlık gurbet yolcuğuna çıkmak istersen; tahta bir bavul ve yüreğine sığmayan umutlarınla Sirkeci Garı’nda buluşalım.