Rabbimiz Kuran-ı Kerimde insanın üzerine yüklenen, göklerin ve dağların yüklenmekten çekindiği ve korktuğu bir emanetten bahseder. Bu emaneti üzerine alan insan, gerçekten çok zalim ve cahil olarak da nitelenir ayet-i kerimede.
İnsan söz konusu bu zalim ve cahil sıfatlarını üzerinden atmak için Allahı hakkıyla tanımak zorundadır.
İşbu durumda, Allahı tanımak ve ilmini, iradesini, kudretini anlamak konusunda;insanın önüne üç temel kaynak çıkar: Kuran-ı Kerim, Peygamberimiz ve içinde yaşadığımız büyük kâinat.
Birbirine delil olan bu üç kaynaktan herhangi birine dikkat kesilen insan, ayette yer alan zalim ve cahil sıfatlarını üzerinden atabilir. Yani emaneti hakkıyla üzerinde taşıma vasfına sahip olabilir.
Bu üç pusula ile Rabbini gerçek anlamda tanıma yolculuğuna çıkan insan, Onun isim ve sıfatlarına vâkıf olabilir.
Hz. Alinin dediği üzEre, Allahı bilmek ve tanımak bütün ilimleri içinde toplayan bir şükür hazinesidir. Zira Onu tanımadan maddi ve manevi hayatın istikametli biçimde yaşanması mümkün değildir.
Rabbim emanetini bihakkın üzerimizde taşıma yolculuğumuzda bizi yalnız başımıza bırakmasın