İnsanın ürettiği ve sürekli beslediği bir disiplinin, içinde yaşadığı bağlamı destekleyecek ve onu yaşanabilir kılacak kavramlar dünyasının dışında kalması ne kadar acı vericidir. Son yüzyıllarda Teoloji dahil birçok dinî disiplinin başına gelen felaket budur. Teolojinin klasik yapısında tabiatüstüne referansla kurduğu kavramlar dünyası, bugünün insanının zihin dünyasına hitap etmemektedir. Bu kitap, bir zamanlar ilimlerin tacı olarak kabul edilen Teolojinin, modern düşünceye başlangıç kabul edilen 17. yüzyıldan bu tarafa yaşadığı sürgün hayatını sora erdirmeyi ve bu disiplini her anlamda insanın yaşam alanına indirmeyi esas almaktadır.