Tenzih ile teşbih arasındaki gayet ince çizginin nerede olduğu, islamcılar arasında öteden beri tartışma konusu olmuştur. Kimisi sıfatları kabul etmeyi teşbih zannederek bunları nefyetmiş ve isbât edenleri "müsebbibe" diye isimlendirmiş; kimisi sıfatları isbât adına teşbihe ve tecsîme kayarak, tenzih edenleri "cehmiyye" veya "muattıle"olmakla yaftalamıştır. Sapık ilan ettikleri "mufevvida" ise isim ve sıfatları kabul edip, manalarını Allah`a havale edenlerdir.
Bu kabullenmeler arasında Ehlisünnet, selef-i sâlihinin akidesinden yana tercih ortaya koyarak en doğru noktada durmayı başarmıştır. Yüce Allah`a mekân nispet etme hususunda tenzih ile teşbihin temas noktasını en doğru şekilde tespit etmiş olan Ehlisünnet ulemâsının görüşlerinden bazılarını bu küçük risalede istifadenize sunmak istedik. Rabbimiz hepimizi faydalandırsın.