``Eyvah! Yandım! Çok geç kalacağım!`` diyen telaşlı bir tavşanın peşine takılıp onun girdiği delikten atlayan meraklı Alis, kendini çoook derin bir kuyudan aşağı düşerken bulur. Ayna içinde aynalardan geçip dünyanın öbür ucundan çıkacağını tahmin ederken; minicik kapılardan geçebilecek kadar küçülüp evlere sığamayacak kadar büyüyeceği acayip bir dünyada olduğunu keşfeder. İnanılmaz bir büyüleyiciliğin hâkim olduğu bu harikalar diyarı Alis`i, çılgın bir çay partisine katılacağı ya da iskambil kâğıtlarından muhafızlar tarafından kovalanacağı sıra dışı bir serüvenin içine sürükler. Alis, bir yandan inanılmaz olaylara tanıklık ederken bir yandan da Tavsiyeci Tırtıl`dan sürekli sırıtan Çeşır Kedisi`ne, havalı Şapkacı`dan koca kafalı Kraliçe`ye, birbirinden ilginç karakterlerle karşılaşır...
Sanatın hemen her alanında kendine yer bulan hatta bir popüler kültür unsuruna dönüşmeyi başaran Alis Harikalar Diyarında`nın bu yeniden anlatımı, Alis`le ilk kez tanışan çocukların ya da kalbi her daim Alis`le birlikte atan çocuk ruhluların düşlerini sonsuzluğa taşıyor.
Gerçekle düşün kesiştiği noktada kendine hayalî bir kaçış alanı yaratan Alis`in hissettirdiği duygular, Zeynep Özatalay`ın sinematografik bir durulukta resmettiği çizimleriyle âdeta gözlerde canlanıyor.