Ali Şir Nevayi, hiç şüphesiz bütün kültür ve medeniyet tarihimizin çok seçkin kişilerindendir; yazdığı eserlere, sahip olduğu düşüncelere, yaptığı işlere bakıldığında bu düşüncenin hiç de abartılı olmadığı görülür. O, pek çok eserinin başlangıç kısmında, yani sebeb-i telif bölümünde eserini yazma sebebini anlatırken *Bu tür eserler Arap’ta ve Fars’ta çoktu, bu dilleri bilmeyen Türkler de öğrensin diye Türkçe yazdım* ifadesini kullanır.
Bu düşünce Ali Şir Nevayi’yi, yaşadığı çağ ve sonrasında bütün Türklerin *hocası* konumuna yüceltir.
Bu eser, Klasik Türk Edebiyatı’nın da temel kaynaklarından kabul edilen Fars tarihi ve mitolojisinin kısa bir özetidir. Pişdadiler, Keyaniler, Eşkaniler ve sasaniler olmak üzere dört tabakada anlatılan Fars tarihi, daha eski kaynaklardan da yararlanılarak yazılmış ve bu kaynaklara sık sık atıflar yapılmıştır.
Eserde sık anılan konulardan biri İran-Turan mücadelesidir, bu durum tarihin bilinmeyen devirlerinden beri Türklerle İranlıların ilişki halinde olduğunun göstergesidir.