Selim ona güvendiğini sık sık dile getiriyordu. Böyle
dediğinde sanki aklına bir şey gelmiş gibi, bir şeyleri hatırlatır
gibi Sümeyye’nin yüzü asılıyor, mutsuz oluyor ve hemen
savunmaya geçiyordu.
“Bana güvenme.”
“Neden?”
“Nemelazım. Güvenme gene de.”
“Nedenmiş o?”
“İstesem sana her şeyi yaptırırım. Elindeki her şeyini alırım.”
“Yaptırır alırsın ama senin kalbin, ruhun buna müsait değil.”
“Yerinde olsam bana bu kadar güvenmezdim. Kimse göründüğü gibi değildir.”
“Kendi canımı senin ellerine teslim edecek kadar güveniyorum sana.”
Her şey iyiye giderken denge üzerine kurulu bu dünya düzeninde, kötülük pusuda bekler. Sinsice, cellat gibi, urgan elinde. Özellikle Sümeyye için. Selim’le hoş vakit geçirdikçe çevresinde ona yapılan baskılar sadece bakışlarla değil, sözlerle de oluyordu.