Tükendi
Stok AlarmıMedeni usul hukuku, özel hukukun yargılama usulünü konu alan önemli bir hukuk dalı olarak, mahkemelere dava açıldığında, mahkemenin bu uyuşmazlığı hangi yöntemle çözümleyeceği ve hangi kuralları uygulayarak sonuca gideceğini, tarafların, uyuşmazlıkla ilgili olarak iddia ve savunmalarını ileri sürüp ispatlamak ve istedikleri sonucu elde etmek için takip etmeleri gereken yol haritasının ne olduğu ve hangi kurallar çerçevesinde bunu yerine getireceklerini gösterir. Medeni usul hukukunun kapsamı bunlarla sınırlı olmayıp, üçüncü kişilerin, mahkemeye yardımcı organların da yargılama kapsamında uymak ve yerine getirmek durumunda olduğu kuralları da düzenler.
Usul hukuku, maddi hukuktan doğan hakların belirlenmesi, korunması ve gerçekleştirilmesi amacına hizmet eder. Bir davanın açılmasından bu dava ile ilgili kararın kesin hüküm olması aşamasına kadar önemli usul kuralları uygulanır. Maddi hukuk ne kadar iyi bilinirse bilinsin, bu bilgi, usul hukuku ile taçlandırılmadığı sürece istenen sonucu elde edebilmek için yeterli de olmayabilecektir. Zira, maddi hukuk açısından haklı olmanın yanında bu hakkın mahkemede usulüne uygun şekilde ileri sürülüp ispat edilmesi halinde sonuca ulaşmak mümkün olur. Aksi halde, yani usul hükümlerinin iyi bilinmemesi halinde maddi hukuk açısından haklı olunsa bile usul eksiklikleri nedeniyle davanın kaybedilmesi riski her zaman olabilecektir.
Usul hukuku, şekli hukuka ilişkin bir hukuk alanı olarak çok önemli olmakla birlikte, geniş kapsamı nedeniyle hukukçuların üzerinde özellikle durmasını ve mümkün olduğunca fazla kaynaktan yararlanarak sorunlarını çözme yönünde çaba sarf etmesini gerektirebilmektedir. Medeni Usul Hukukunun düzenlemesi kapsamında yer alan şekilcilik bir özdeyişte ”Şekil, keyfiliğin can düşmanı, özgürlüğün ikiz kardeşidir” şeklinde tanımlanmakta olup, şeklin medeni usulde ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır. İşte bu nedenle usul hukukunun ilke ve esasları ve ön gördüğü şekiller, uygulayıcılar tarafından çok iyi bilinmek durumundadır. İyi bir hukukçunun iyi bir usul bilgisi olması gerektiği konusunda tüm hukukçular sanıyoruz hem fikirdir.
Medeni Usul Hukuku, genel olarak 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda düzenlenmiş ise de birçok genel ve özel kanunda da usul hükümleri bulunmaktadır. Bu usul hükümlerinin özellikle uygulayıcıya bir kaynaktan verilip açıklanması amaçlanarak yazılan bu kitap, uygulayıcıların usul hukuku alanında başvuracağı ve sorunlarını giderebileceği bir el kitabı olarak hazırlanmaya çalışılmıştır. Bu eserin iddialı olmadığını ve tüm çabalarımıza rağmen bazı hatalar içerebileceğini peşinen kabul etmemiz gerektiğinin farkındayız. Elbette bu kitapta tüm konuları ele almaya çalışıp gerekli özeni göstermiş olmamızla birlikte bir kısım eksiklikler içerebilir. Bu konuda uygulayıcılardan gelecek öneri ve eleştirilerle hazırlanacak ikinci baskıda daha iyiye ve daha az eksik içerikli bir kitaba ulaşmaya çalışacağız. Bu anlamda kitaba gelecek öneri ve eleştirilere çok açık olduğumuzu, hatta bu konuda önemli öneri ve eleştiri beklediğimizi açık yüreklilikle belirtmek isteriz.
Kitap; Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) yanında, diğer kanunlardaki pek çok usul kuralı da ele alınmak suretiyle hazırlanmıştır. Bu yapılırken uygulayıcıların aradıkları bilgiye kolayca ulaşabilmelerini sağlamak ve kitabın bir el kitabı olarak daha işlevsel olabilmesi amacıyla bir Medeni Usul Kitabı için değişik sayılabilecek bir format düşünülmüştür. Bu format ile kitabın ilk bölümünde usul konuları, alfabetik biçimde sıralanmış başlıklar halinde incelenmiştir. Kitabın ismini “Alfabetik Medeni Usul El Kitabı” olarak belirlemiş olmamız da bu formatın bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Bu bölümde alfabetik sıralı 1001 başlık yer almaktadır.
Kitabin birinci bölümünde usul konuları açıklanırken emsal kararların daire, tarih ve sayılarına dipnotta yer verilmiş, ayrıca okuyucuların bu kararı kolayca bulmaları için belirtilen kararın hangi sayfada olduğu açıkça belirtilmiştir. Ayrıca aranan konuyla ilgili başka yerde açıklanan konuların da anlatım bölümünde hangi başlıkta ve hangi sayfada yer aldığı gösterilmiştir. Böylece okuyucuların aradıkları içeriğe, ilgili örnek karara ve bağlantılı konuya kitapta sayfa numarası üzerinden kolayca ulaşmaları sağlanmak istenmiştir.
HMK’da 28 Temmuz 2020 tarihinde yürürlüğe giren 7251 sayıl Kanunla önemli değişiklikler yapılmış olup kitabın birinci bölümü bu değişikliklere uygun olarak hazırlanmış ise de, bu değişikliklerin bir arada görülmesi ve gerekçeleriyle yorumlanabilmesi ve değişikliğin önceki uygulamaya getireceği farklılıkların neler olduğu ve eldeki davalardaki ne gibi etkileri olacağı konusundaki yorum ve görüşlerimizin açıklanabilmesi için en azından kitabın bu baskısında ayrı bir bölüme yer vermenin yararlı olacağını düşündük. Kitabın ikinci bölümü bu düşünceyle hazırlanmış ve böylece geçiş dönemi için uygulayıcılara katkı sunulmaya çalışılmıştır.
Kitabın üçüncü bölümünde ise emsal kararlar bulunmaktadır. Bu bölümde de kararlar alfabetik olarak sıralanmış ve uygulayıcıların aradıkları kararlara kolayca ulaşabilmeleri sağlanmak istenmiştir. Kitabın hacmini daha da artırmamak için bazı kararların ise esas ve karar numaraları belirtilmek suretiyle sadece ilgili bölümü kitaba alınmıştır.
Taraf teşkili ve harçlar yönünden medeni usuldeki önemi nedeniyle 5018 sayılı Kamu Yönetimi Mali Kontrol Kanununa ek listeler ile HMK’da yer alan parasal sınırların yıllara göre miktarını gösteren tabloya ise kitabın sonunda yer verilmiştir.