3’üncü Selim’in tahtından indirilmesi ve Topkapı Sarayı’nın bir dairesinde hapsedilmesi, memleketin
içinde ve dışında mühim tesirler husule getirilmişti. Vakıa saltanat makamına, “Dördüncü Mustafa”
çıkarılmıştı. Fakat onun idaresini, hemen hemen kâmilen “Kabakçı Mustafa” eline almıştı.
İsyan, en büyük tesirini Tuna boylarında yapmıştı. Orada Moskoflarla harp eden orduda da bir
kımıldama başlamıştı. Hatta yeniçeri ağası Pelvan ağa, İstanbul’daki isyana ayak uydurmak için
yeniçerileri ayaklandırmış; Orduyu müşkül bir vaziyette bırakmıştı. Eğer Rusçuk ayânı Alemdar
Mustafa Paşa’nın kuvvetleri olmasa, Tuna ordusu adeta dağılacaktı.
Artık yeniçerilerden, hiçbir hayır ve menfaat beklenemezdi. Bu âsi ve itaatsiz zümre, başıboş
serserilerden mürekkep bir güruh haline gelmişti. Düşman kuvvetlerinin deniz dalgaları halinde
birbirini takip eden hücumlarını durduran, kahraman Alemdar ile onun güzide askerleri idi. Bunlar,
düşmanın bütün taarruz kudret ve kabiliyetlerini kırmışlar; Akdeniz sahillerine inmeye çalışan düşman
ordularına büyük bir yılgınlık vermişlerdi.
Alemdar Mustafa Paşa, mühim bir şahsiyetti. Rusçuk’ta dünyaya gelmişti. Daha genç yaşında iken mertlik ve cesareti ile şöhret kesbetmişti. Üçüncü Sultan Mustafa’nın devrinde Rusya seferi açıldığı
zaman bir miktar asker toplayarak harbe iştirak eylemişti. Ve bu askerleri toplamak için açtığı bayrak-
tan dolayı, kendisine Bayraktar ve Alemdar denilmişti.