Adada gün doğarken kumların arasında bir parıltı belirdi. Koyu kırmızı renkte, sıcacık ve gizelimli bir taşın parıltısıydı bu. Zeyd kıyıya gelip de onu eline aldığında ise hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Bunu ilk anlayan dostu Albatros’tu. Beraber çıktıkları gemi yolculuğu, saklandıkları Surin kuşları ve deniz askerleri ; fırtınalı bir okyanus ve kapanan gökyüzü ise sadece bir başlangıçtı.