Moleküler akışın içinde, her şeyin bittiği sanılan yerde, bütün derinliği ve erişilmezliğiyle birlikte her şey yeniden başlar… Daha nice dinamikler, nice erişilmezlikler var moleküler akışın yörüngesinde, boşluğu ve anlamsızlığı aşmış- yeni bir yaşama yolu bulmuş, bilinçli insanın beynini ışıkla işleyip ışıkla besleyecek?.. Bilinçsizleri zararlı olan şeyler çeker, bilinci işleyenleri ise, yaşamın uyarıcısı olan ışık çeker, aşk çeker… Her şeye, bilime ve matematiğe köken olan bir yaşam; yalın varoluşumuzun karşısında, uzlaşıma ve paylaşıma dayalı, sonrasız, diyalektik bir süreçtir?.. Bu durumda: Bilinçli insanın yaşarken, evrimsel akışının yörüngesindeyken uçurumların içinde, boşlukların anlamsızlıkların gizinde yitip gitmeden önce, yapabileceği en güzel iş; gerçeği yakalamak, algılayıp kavramak ve yaşamak olmalı… Tarihsel akış şimdi soruyor bize: Gerçeği yaşadınız mı?..