Pekâlâ biliyordun. Hadi bakalım dedektif dedin, atıl şu izin üstüne! Gri hücrelerini kullan! Kullanıyorum işte! İzleri takip ediyorum. Üç haftada ne değişti? Neyim ben, önüne koyacağın oyuncaklarla avunacak bir çocuk mu? Fazla kurcalayınca da oyuncağımı elimden mi alacaksın? (Durur, gözleri dolar, başındaki peruğu çeker, çıkarır) Hiçbir şeyim kalmadı Azim. Giderek azalıyorum görmüyor musun? Azalıyorum ve belki de yok olup gideceğim. Ya sonra? Sonra benim anılarım da bir çöplüğe mi atılacak? O kadar değerli bir kadının onca değerli anısı bile çöpe atıldıysa... O kadın Cumhuriyetin ta kendisi. Hasan Ali Yücel kendisine hediye ettiği Nutuk`un içine ne yazmış biliyor musun?
(Gidip akvaryumun kenarında duran Nutuk`u alır, iç kapağındaki yazıyı
okur) Gönlümün bütün dileği, sizin de gireceğiniz meslekte ve ileri hayatınızda Atatürk gibi, Türk milletine büyük hizmetler etmeniz ve insanlığa milletiniz yolundan büyük faydalar ve bahtiyarlıklar getirmenizdir. Maarif Vekili: Yücel. Kimse içini açıp okumamış bile. Okumadan kaldırıp çöpe atmışlar. Şimdi neye hayıflandığı mı anlatabildim mi? Aradan yüzyıl bile geçmeden kadının bütün anıları, bütün hayatı, değer verdiği her şey çöpe atılmış. Düşünsene kimbilir benimkiler ne olacak? Tamam, ölebiliriz ona itirazım yok, insanlar ölür. Buna alıştırdım kendimi ama tamamen yok olmaya gelince... Ona daha hazır değilim. Hazır değilim Azim. (Gözleri dolar) Değilim.