Son yıllarda Türk dış politikasının yeniden yapılanmasında iki temel gelişme belirleyici bir rol oynadı. Bunlardan birincisi,1999 Helsinki Zirvesinde Türkiyeye aday ülke statüsünün verilmesidir. Helsinki sonrası süreç, bir yandan Türkiyenin siyasal ve ekonomik yeniden yapılanmasını tetiklerken, öte yandan da Türk dış politikasının önceliklerini, yapım sürecini ve uygulamasını derinden etkiledi. Bu dönemde dış politika hedeflerine ulaşmanın demokrasi, insan hakları ve hukuk devleti tesisi gibi iç politik koşulları yerine getirilmeye çalışılırken, bölgesel ve küresel gelişmelerde de Türkiyenin politikaları AB ile uyumlaştırılmaya çalışıldı. Son yıllara damgasını vuran ikinci gelişme ise 3 Kasım 2002 seçimleriyle AK Partinin iktidara gelmesidir. AK Parti, Helsinki sonrası kurulan yeni AB-Türkiye ilişkileri formatının içinde kalmayı tercih etmiş, AB ile müzakerelerin fiilen başlamasıyla noktalanan süreci yönetmiştir. Kitap, bu iki ana unsur etrafında Türk dış politikasında eski ve yeni sorunları ve açılımları bölgesel ve küresel bağlamlarında ele almayı amaçlamaktadır.