Ahvalu’n-Nefs, felsefe tarihinde, klasik psikolojiye dair yazılmış en uzun makalelerden biri olma özelliğine sahiptir. Bu çalışma, İbn Sînâ’nın, Aristocu ve Yeni Platoncu kozmolojinin ve psikolojinin önemli oranda tutarlı bir harmonisini gözler önüne serer. İbn Sînâ, bu çalışmasında diğer çalışmalarına kıyasla, daha fazla ayet ve hadis referanslarına yer verir. Nefs konusunu ele alırken, yönteminde ve gerekçelendirmesinde vahye yer veriyor olması, İbn Sînâ’nın bilgi kaynaklarında vahyin konumunu anlamamız açısından önemlidir. Ancak, gerek kelam ve gerekse tasavvufta olduğu gibi, felsefe geleneğimizde de, vahy, daha çok, genel anlamda, ilgili disipline ait tezlerin onaylanmasının bir enstrümanı olarak görülmektedir. Nefs teorisinde, ruh beden ayrımını yani düalizmini/ikiciliğini esas alan İbn Sînâ, rûh kavramına nefs dememe noktasında bu eserinde biraz daha itinalı davranır. Bu eserde nübüvvet kavramı, peygamberlik müessesini de içine alan daha geniş “bir gaybden haber verme” içeriği ile karşımıza çıkmaktadır. Bu eser, ilk kez bir dünya diline tarafımızdan tercüme edilerek Türkçemize kazandırılmasının haklı gururunu yaşıyoruz. Yüce Allah’a hamd olsun.