Sosyal medya, internet ve uygulamalarına verdiğimiz kişisel bilgilerden binlerce veri noktası oluşturulabileceği bugün tüm dünyanın bildiği bir ‘sır’. Algoritmalar davranışlarımızı tahmin edebiliyor ve bizi beğeni sayılarımıza göre arkadaşlarımızdan hatta eşimizden bile daha iyi tanıyabiliyor. Bunun sonucunda; korku, ihtiyaç ve duygularımıza göre kişiselleştirilmiş reklam, haber, makale gibi araçlarla kontrol edilip yönlendirilen bir bedene dönüştürülebiliyoruz.
Ahtapot, böyle bir gerçekle beraber günümüz dünyasında yaşananları, tutkulu bir aşk’ın kıyısında ve derininde, heyecanlı, özgün ve çarpıcı bir şekilde anlatırken aynı zamanda Türkiye’de ‘büyük veri’yi konu edinen ilk romanlardan biri olma özelliği de taşıyor.